Asli Müdahale ve İhbar

Yayınlanma: 06 Aralık 2018Son Güncellenme: 11 Temmuz 2021
Asli Müdahale ve İhbar

Konu Özeti

Halihazırda görülmekte olan bir davada veya çekişmesiz yargı işinde o yargılama konusu şey veya hak üzerinde, yargılamanın tarafları veya ilgilileri ile hukuki yararı çatışan üçüncü bir kişinin, bu kişilere karşı aynı mahkemede ayrı bir dava açılmasıdır. Asli müdahale ile ayrı bir dava açılmış olur.

Bu konuda
  • Asli müdahale kavramını
  • Asli müdahaleye başvurulabilecek durumlar
  • Asli müdahalenin niteliğini
  • Davanın ihbarı kavramını
öğreneceksiniz.

Asli Müdahale

  • Halihazırda görülmekte olan bir davada veya çekişmesiz yargı işinde o yargılama konusu şey veya hak üzerinde, yargılamanın tarafları veya ilgilileri ile hukuki yararı çatışan üçüncü bir kişinin, bu kişilere karşı aynı mahkemede ayrı bir dava açmasıdır.
  • Asli müdahale, gerçekte üçüncü kişinin açılmış bir davaya müdahalesi olmayıp, ilk davanın taraflarına veya çekişmesiz yargı işinin ilgililerine karşı açılmış bağımsız bir davadır.

Şartları

  • Asli müdahale davasının açılması için görülmekte olan bir ilk davanın olması gerekir.
  • İhtiyati tedbir veya haciz dava olmadığından asli müdahale bunlarda mümkün değildir.
  • Davanın her aşamasında asli müdahale mümkündür. Kanun yoluna başvuru halinde mümkün değildir.
  • Asli müdahale talebiyle başvuran üçüncü kişi, mevcut ilgili ya da ilgilileri karşına alarak, onlarla bir hak çekişmesi içine giriyorsa, asli müdahaleden sonra, çekişmesiz yargı işi kural olarak çekişmeli yargıya dönüşür.
  • Çekişmesiz yargıda da asli müdahale mümkündür.
  • Üçüncü kişinin müdahalesi, çekişmesiz yargı işini çekişmeli yargı davasına dönüştürüyorsa müdahale talebi kabul edilmeli, aksi halde sadece çekişmesiz yargıda yer alan maddi ilgilinin talebi olarak değerlendirilmelidir.
  • Asli müdahale davası açan kişinin davada taraf olmaması gerekir. Feri müdahil taraf olmadığından asli müdahil davası açabilir.İhbar yapılan kişi de taraf olmadığından asli müdahil davası açabilir.
  • Asli müdahale dava olduğundan, müdahilin dava ve taraf ehliyetine sahip olması ve dava şartlarının varlığı gerekir.
  • Asli müdahil olabilmek için ayrıca hukuki yarar da bulunmalıdır.

Usul

  • Asli müdahale ile görülmekte olan bir davadan farklı olarak taraflara ayrı ve bağımsız bir dava açılmaktadır.Bundan dolayı iki davanın var olması gerekir.
    • iki taraf arasında görülmekte olan bir dava,
    • asli müdahil tarafından asıl davanın taraflarına karşı açılan dava söz konusu olmalıdır.
  • İlk davanın tarafları, asli müdahil davasında mecburi dava arkadaşı olarak kabul edilir.Ancak birlikte hareket etmeleri şart değildir. Davanın açılması bakımından söz konusudur. Dava sonunda da her biri hakkında ayrı karar verilir.
  • Asli müdahilin dava açarken harç yatırması gerekir.
  • İlk davanın açıldığı mahkeme, asli müdahale davasında da görevli ve yetkilidir. Başka mahkemede açılan dava asli müdahil davası olmayacaktır.

Reklam

İnceleme ve Karar

  • İkinci davanın asli müdahale davası biçiminde açılması ile aynı dava üzerinde başka kişinin hak iddiasında inceleyip karar vermek, bu şekilde çelişkili kararlar verilmesini önlemek, maddi gereğin ortaya çıkması amaçlanmaktadır.
  • Mahkeme her iki davayı birlikte inceleyebilir, gerek görürse birisini önce inceleyip sonuçlandırabilir, daha sonra diğeri hakkında karar verebilir. Çoğunlukla önce asli müdahale davası incelenerek karar verilir. Sonra ilk dava hakkında karar verilir.  Müdahale davasının sonucuna göre ilk dava konusuz kalabilir.
  • Davalar bağımsız olduğundan ayrı ayrı karar verilir.Tarafların hepsi karara karşı ayrı ayrı istinaf ve temyiz yoluna başvurabilir.
  • Asli müdahil davasında verilen hüküm, sadece asli müdahil ile bu davanın davalısı olan, ilk davanın tarafları hakkında kesin hüküm teşkil eder.
  • Her iki davanın tarafları aynı olmadığı için ilk davada kesin hüküm koşulları oluşmaz ve ilk dava bakımından kesin hüküm teşkil etmez.
  • Ancak bu müdahale davası hakkında verilen kararın, ilk dava üzerinde hiçbir etkisinin olmayacağı anlamına gelmez. Öncelikle ilk dava üzerinde bekletici sorun yapıldığı durumlarda etki doğuracaktır. Bu etki kesin hüküm veya kesin delil etkisinde olmayacağından sadece dolaylı olacaktır.
Madde 65- Bir yargılamanın konusu olan hak veya şey üzerinde kısmen ya da tamamen hak iddia eden üçüncü kişi, hüküm verilinceye kadar bu durumu ileri sürerek, yargılamanın taraflarına karşı aynı mahkemede dava açabilir. Asli müdahale davası ile asıl yargılama birlikte yürütülür ve karara bağlanır.

Davanın İhbarı

  • Görülmekte olan bir davada, taraflardan birinin, kendisine yardım etmek üzere davaya müdahalesini sağlamak amacıyla üçüncü kişiye davayı duyurmasına davanın ihbarı denir.
  • Davanın ihbarı, tarafın davayı kaybetmesinde üçüncü bir kişiye rücu hakkı olduğu veya üçüncü kişinin kendisine rücu edeceği hallerde söz konusudur.
  • İhbarın amacı, asıl olarak ihbarın etkisini sağlamaktadır. İhbar yapılan kişi davaya müdahil olarak katılmasa da, kendisi üzerinde ihbarın etkisi olacaktır.

Koşulları

  • İhbarın yapılması için öncelikle açılmış ve görülmekte olan bir davanın bulunması gerekir. Tahkikat sonuçlanıncaya kadar davanın ihbar edilebileceğini düzenlemiştir. İstinafta dava yeniden alınıp tahkikat yapılırsa, ihbar istinaf mahkemesinde de mümkündür. Ancak istinaf mahkemesinde ilk derece mahkemesince verilen hüküm sadece iptal edilirse ihbar mümkün değildir. Temyizde dava ihbar edilemez.
  • Davanın tarafları birbirine ihbarda bulunamaz. Mecburi dava arkadaşları da birbirine ihbarda bulunamaz.
  • İhbar yapılacak kişi, davanın tarafı olmayan üçüncü kişi olmalıdır. Ancak ihbar yapılacak kişinin, dava kaybedilmesinde kendisine rücu edilecek veya onun rücu edebileceği kimse olması gerekir.
  • Davayı kaybettiği takdirde üçüncü kişinin kendisinden bir hak istemesi söz konusu ise, bu durumda da dava bu kişiye ihbar edilebilir.
Madde 61 – Taraflardan biri davayı kaybettiği takdirde, üçüncü kişiye veya üçüncü kişinin kendisine rücu edeceğini düşünüyorsa, tahkikat sonuçlanıncaya kadar davayı üçüncü kişiye ihbar edebilir. Dava kendisine ihbar edilen kişinin de aynı şartlarda bir başkasına ihbarda bulunması mümkündür ve bu şekilde ihbar tevali ettirilebilir.

Usul

  • İhbar tek taraflı, yazılı yapılan bir usul işlemidir.Hakimin veya karşı tarafın iznine ihtiyaç yoktur.
  • İhbarda bulunan taraf, ihbar yaptığı kişiye ihbar sebebini ve yargılamanın hangi aşamada bulunduğunu belirtmelidir. Mahkemece ihbar yapılan kişiye ek süre verilmez, yargılama başka güne bırakılmaz.
  • İhbarın tevalisi gibi zorunlu hallerde süre verilerek yargılamanın başka bir güne bırakılması kabul edilebilir.
  • İhbarda bulunan kişi ihbar sebebini, yargılamanın hangi aşamada olduğunu ayrıca, görülmekte olan davanın konusu ve sebebi ile bu davanın kaybedilmesi halinde üçüncü kişinin kendisine rücu edebileceği veya kendisinin hak isteyebileceği ve tarafların kim olduğunu bildirmelidir.
  • Kendisine ihbar yapılan kişi de bir başka kişiye rücu edebilecekse, o kişiye davayı ihbar edebilir.

Reklam

Madde 62-İhbar yazılı olarak yapılır; ihbar sebebinin gerekçeleriyle birlikte açıklanması ve yargılamanın hangi aşamada bulunduğunun belirtilmesi gerekir. Davanın ihbarı sebebiyle yargılama bir başka güne bırakılamaz ve ihbarın tevali etmesi gibi zorunlu olan durumlar dışında süre verilemez.

Üçüncü Kişinin Tavrı

a. İhbara Hareketsiz Kalmak: İhbarda bulunan taraf davaya devam eder. Taraf davayı takipten kurtulmaz, ihbarın etkisinden de kurtulamaz.

b. Davaya Feri Müdahil Olarak Katılması: Üçüncü kişi, feri müdahil olmanın koşulları gerçekleştiği takdirde talep ile davaya katılabilir. Koşulları varsa ihbarda bulunmayan taraf yanında da feri müdahil olarak katılabilir.

MADDE 63- Dava kendisine ihbar edilen kişi, davayı kazanmasında hukuki yararı olan taraf yanında davaya katılabilir.

Sonuçları

  • Maddi hukuka ilişkin sonucu zamanaşımıyla alakalıdır. Kendisine ihbar yapılan kişiye karşı zamanaşımı kesilmiş olmaz. Kambiyo senetlerinde davanın ihbarında zamanaşımı kesilir.
  • Usulüne uygun yapılan ihbarın usul hukukuna ilişkin sonuçları ise, feri müdahil olarak katılmanın sonucunda ihbarın etkisi söz konusu olur. İhbarın etkisi müdahalenin etkisine kıyasla uygulanır.
  • Kendisine ihbar yapılan kişi, hareketsiz kalmışsa, davaya devam edilir. Kendisine davayla ilgili tebligat yapılmaz, duruşmalara davet edilmez. Dava sonunda verilen hüküm onun hakkında da ihbar üzerine davaya katılan kişi gibi etkili olur.
MADDE 64- İhbar edilen davada verilen hükmün ihbar eden kişiye etkisi hakkında 69’uncu maddenin ikinci fıkrası hükmü kıyasen uygulanır.

Reklam

Benzer İçerikler
Adli Yargı Teşkilatı
Medeni Usul Hukuku

Adli Yargı Teşkilatı

Askeri yargı sisteminin kaldırılmasıyla Türk hukukunda ikili yargı kolu oluşmuştur. Birinci idari ya...

İçeriğe Git>
Dava Çeşitleri
Medeni Usul Hukuku

Dava Çeşitleri

Dava çeşitleri üç sınıfa ayrılarak incelenebilir. Talep edilen korumaya göre davaları, talep sonucun...

İçeriğe Git>
Kiralanan Taşınmazın Tahliyesi
İcra İflas Hukuku

Kiralanan Taşınmazın Tahliyesi

İcra İflas Hukukunda özel bir takip usulü olarak kiralanan taşınmazın tahliyesi düzenlenmiştir. Kira...

İçeriğe Git>
Zümre Sistemi
Medeni Hukuk

Zümre Sistemi

Türk hukukunda mirasçılık sistemi olarak zümre sistemi belirlenmiştir. Zümre sistemine göre herhangi...

İçeriğe Git>
Tasfiye İşlemi ve Alacaklılar Toplantısı
İcra İflas Hukuku

Tasfiye İşlemi ve Alacaklılar Toplantısı

İflas masasının oluşmasından sonra gerekli işlemler yapılarak malların tespiti ve muhafazası sağlanı...

İçeriğe Git>
Haciz İşlemi
İcra İflas Hukuku

Haciz İşlemi

Takibin kesinleşmesinden sonra haciz aşamasına geçilir. Ancak burada borçlunun her malı haczedilemez...

İçeriğe Git>
Copyright © 2023 Bikifi
Instagram Logo
Twitter Logo
Facebook Logo